Erdem KARAGÖZ
Türk şirketlerinin 5 milyon dolar ve üzeri ciro yapamamasının en büyük ve önemli sebeplerinden biri, kimsenin kendisinden daha yetenekli birini ekibine almamasıdır. Karar vericiler ve yetki sahibi kişiler, bilinçli ya da bilinçsiz olarak kendilerinden daha yetenekli, karizmatik ve bilgili kişileri seçmekten kaçınırlar. Bu sadece bireysel egolarla alınan bir karar değildir; rekabet, statü kaybı ve güç kaybetme korkusu ile ilişkilidir.
Peki, neden kimse kendisinden iyisini seçmez ve şirketler neden bunun farkına varamaz? A takımı, B düzeyinde oyuncular seçer ve bu döngü en alta kadar iner, böylece mekanik insanlardan kurulu sistemler oluşturulur. Gelin, bu durumun altında yatan nedenleri inceleyelim.
Herkes gücü elinde tutmak ve kendini vazgeçilmez görmek ister. Karakter, yetenek ve güç bakımından kendisinden daha iyi biri, kontrol edilemez bir tehdit olarak algılanır. Kendi pozisyonlarını korumak isteyenler, bu tehditle yüzleşmek yerine daha uyumlu, itaatkâr, kendisi gibi düşünen ve sadece söyleneni yapacak insanları takımında tutmayı tercih eder. Bu durumda, liderin kararlarını sorgulamadan uygulayan bir topluluk oluşur. Şirkette düşünen sayısı azaldığında, vizyon, yenilik, inovasyon ve doğal olarak gelişim yok olur.
İyi şirketler, doğru kişileri otobüse bindirir ve onların önünden çekilirler. 5 milyon dolarlık yıllık gelir, bu anlamda önemli bir eşiktir. Bu düzeyi aştığınızda, daha üst düzey şirketlerle iş yapmaya ve öğrenmeye başlarsınız. İyi oyuncular, bu eşiği aştıktan sonra ekibinize katılır. Unutmayın, iyi çalışanlar da iyi şirketleri seçerler.
Bir diğer önemli faktör, yöneticilerin düşük özgüven ve ego eksiklikleridir. Eksiklik veya başarısızlık hissini kapatmanın bir yolu, etrafını daha eksik ve başarısız insanlarla doldurmaktır. Şirket sahipleri ve üst yöneticiler bunun farkına varmazlarsa, şirket bir hata döngüsüne girer ve nasıl yapılmayacağını kanıtlamaya çalışan bir topluluk haline gelir. Özellikle iş dünyasında başarı, birileri için kişisel zaferdir. Kimse bu zaferde başkasının parlamasını ve bir tehdit olarak algılanmasını istemez. Bu eşikler aşılmadan, sürekli kazanan ve 5 milyon dolar eşiğini aşan sürdürülebilir bir şirket olmak zordur.
İyi şirketleri anlatırken 5 milyon dolar bir metafordur! Yani doğru kişilerin otobüsüne binmesi, hedefe ulaşmanın çıktısını sağlar. Üstelik bu, tekrarlanabilir bir düzen haline gelir. Ancak bunu yapmak için özgüvenli, kendisinden daha yetenekli insanları seçebilecek patron ve üst yöneticilere ihtiyaç vardır. Şirketiniz bunu gerçekten mükemmel yönetiyor mu? Yoksa bu noktada güvensizlik mi devreye giriyor?
Kendisinden daha iyi birini seçmek, gelecekte bu kişinin daha fazla öne çıkmasına ve belki de mevcut liderin pozisyonunu sorgulatmasına neden olabilir. Böyle bir riskle yüzleşmektense, daha "güvenli" bir seçim yapmak, liderin içsel dengesini korumasına olanak tanır.
Ya yöneticileriniz rekabet etmekten korkuyorsa? Kendisinden daha iyisini yanına alırsa, diğer çalışanlar bu kişiyle arasındaki farkı görür ve otorite kaybı yaşanırsa ne olacak? Gücü elinden kaybeden, rekabet edemez. Bu kaybetme korkusunu tetikleyen önemli bir durumdur. Rekabet baskısı yerine kolay olan yapılır ve düşük profilli, tehlikesiz kişiler seçilir. Peki, bunun kaybını ölçebilir ve bu süreci yönetebilir misiniz?
Yıllık 5 milyon dolar eşiği, sizi bu işi doğru yöneten şirketlerin kültürleriyle tanıştırır. Şirketlerin neden üniversite kurduğunu, yetenek yönetimleriyle lise düzeyindeki insanları takip ettiğini KOBİ’lerin hızla anlaması gerekir. Silikon Vadisi kültüründeki şirketlerin, lise öğrencilerini alıp işbirliği yaptıkları üniversitelerde okuttuklarını ve en iyileri gerekli pozisyonlara taşıdıklarını, erken takip sistemi kurduklarını düşünün.
Boğucu hiyerarşi ve bürokrasi, kurumsal kültür haline gelmişse ve kurumsal hafıza kurulmadan bilgi kimseyle paylaşılmıyorsa, şirketin yolculuğu tıkanmıştır. Yöneticiler ve onları taklit eden alt çalışanlar bilgiyi paylaşmaz. Hatta gizlilikle işlerini yürütürler. İyileri seçmeyenler, şirket içinde potansiyeli olan yeteneklerin de yollarını kapatırlar. Değişime direnç gösterilmesi, yetenekli kişilerin yükselmesi yerine tehdit oluşturmayacak kişilerin yükseltilmesi, şirketi sıradanlaştırır. Yetenekli insanlar ya şirketi terk eder ya da sessiz istifa ile düşük performansla sadece saatine bakarak çalışır.
Kendisinden daha iyisini seçmemek, kısa vadede patronun ya da yöneticinin kontrol ve pozisyonunu koruyabilir. Ancak uzun vadede şirketin büyümesini, inovasyonu ve sürdürülebilirliğini olumsuz etkiler. İnsan kaynağınız iyi değilse, yıllık 5 milyon dolarlık eşiği aşmak oldukça zordur. Türkiye’de 3,5 milyon KOBİ var ve yalnızca %1,5’u 5 milyon dolar üzerinde kazanıyor. Şirket sayısının 100.000 olması, 500 milyar dolarlık bir ciro üretecektir. Bu da ihracatı artıracak, ithalatı azaltacak ve doğrudan/dolaylı yabancı para girişini artıracaktır.
Unutmayın, başarıya giden yolda en büyük engel, ekibinize kattığınız insanların yetkinliği değil, onları seçerken duyduğunuz korkulardır. Kendinizden daha iyilerini ekibinize almak, hem size hem de şirketinize sınırsız bir potansiyel kazandırır. Cesur liderler, ekiplerinin önünü açarak kendi başarılarını da taçlandırır. Eğer geleceğe yönelik güçlü adımlar atmak istiyorsanız, kendinize inanın ve en iyi insanları yanınıza alın. Bu değişim, sizi sadece 5 milyon dolar eşiğine değil, daha büyük ve sürdürülebilir başarılara taşıyacaktır. Liderlik cesaret ve vizyon gerektirir; sizde her ikisi de var!
Comments